İnsanoğlu hep umut arayışı içinde. Umutlarını yeni bir güne, olaya, olguya bağlamak da isteklerimize, umutlarımıza koyduğumuz en büyük çizgi. Mesela günü kötü geçen biri “Yarın her şey güzel olsun”dilekleriyle başını yastığa koyar. O andan itibaren başlamaz dileği çünkü zaman bize fırsat veriyorsa biz de zamana bir şeyleri onarması için hem de kendimizi dinlendirmek için süre belirleyerek umut bağlarız. İyi insanlar olduğumuz buradan belli aslında 🙂
Zaman hayatımızı saatlere, günlere, aylara, yıllara bölerken bize aslında umudumuzu için çizeceğimiz sınırların neler olduğunu belirlemiş ve seçimi bırakmıştır. Her yıl kimsenin itiraz edemeyeceği, rutin olarak, istemsizce dileklerimizi bağladığımız en belirgin zaman ise yeni yıl!
Nedir Yeni Yıl?
Teorik anlam olarak takvimin değişmesinden ibaret olsa da bizler bilinçaltımızla manevi anlamlar yüklemeyi çok severiz yeni yıla. Yeni yıl demek çoğu insan için eğlenceden, tatilden ve alışılagelmişlikten ibaret de olsa evinde mandalina yiyen, pijamalarıyla televizyon izleyen, o günü umursamıyorum diyen insanlar için de anlam içerir.
Yeni Yıl Umuttur. Bir önceki yıl yapılamayanlara hüzün ama aynı zamanda yapılması istenilenlere sessizce gönderilmiş enerjidir.
Bu yıl bana… Evet, bu yıl bana sağlık versin, huzur versin, sevgi versin, para versin, başarı versin… Liste uzar gider. Çünkü her insanın dileği farklıdır. Hastanede iyileşmeyi bekleyen adamın isteği Santa Hat takıp sokakta “Happy New Year” diye bağırmak değil yeni yıl da sağlığına kavuşarak bir sonraki yılı hastane dışında karşılamaktır. Huzurunu kaybetmiş bir ruh için öncelik yeni yılın huzur getirmesidir. Daha doğrusu huzurunu çalıp götüren şeyi yeniden kendine vermesidir. Sevgilisinden ayrılıp huzurunu da bitmiş bir aşkla birlikte gönderen kadının yeni yıldan dileği ekstra kalıcı pahalı bir kırmızı ruj değil, ekstra kalıcı ve huzurlu bir aşktır. Tamam, kırmızı ruju hep isteriz; özellikle yeni yılda ama bu kendimizi iyi hissetmek için kullandığımız bir araçtır, amaç değil 🙂
Nerede Kutlasam?
Kendimize sorduğumuz ve cevabını alsak da hep aksilik çıkacak en belirgin sorudur. Bir ay öncesinden planlar yapılır. Hatta birine söz verilir ve söz verildiği andan itibaren Murphy’ye rahmet dilercesine bir çok yerden “Keşke söz vermeseydin birlikte kutlardık” cümlesi duyulur. Yeni yıla yaklaşıldıkça planlar, rezervasyonlar yavaş yavaş nedenli veya nedensiz fark etmeksizin iptal olmaya başlar. Planları iptal olduğu için afallayan şahıs kendisini ve günü kurtarmak adına “Birlikte kutlardık” diyen kişilere yönelir. Ama o da ne? Herkes planını yapmış. Yani herkes bir yerlere eğlenmeye gidecek ve size haber verilmeyecek. Ne acı değil mi?
Bu yeni yılın uğursuz olacağının sinyali değildir. Gelirken sana bak bu plan yaptığın kişiden uzak dur, yarı yolda kalırsın diyerek ilk iyiliğini yapma şeklidir. Ama o anki ruh haliyle isyanlar, şimdiden başladık kötü bir yıl geçirmeye demeler, yeni yıla yalnız gireceğim diye ağlamalar başlar. Sorun bu değil ki. Asıl mesele yeni yılın bize yalnız gelmemesi. Eğer yeni yıl bana kuru kuru bir ön kutlama gösterip arkasından umutlarımı getirmeyecekse, en lüks mekanda extreme eğlencelerle benim ona gitmemin anlamı yok. O bana neşeyle gelsin evimde uyusam da. O beni düşünsün. Önemli olan yeni yıl bana yalnız gelmekten çekinsin.
Şeytan Bunun Neresinde?
Müslüman ve batılılaşan bir toplum olduğumuz için her yıl başında yeni yıl kutlamak günah mı? isimli mesajlar alır, söylemler dinleriz. Yeni yılı sadece din kalıbı görmekle ilgiyi konuya değinmek istemiyorum. Söylemek istediğim şey sadece şu: Bizler umut bağladığımız için yeni yıl güzel. Takvimin değişmesine rağmen hala hayatta olduğumuz için, daha canlı, daha heyecanlı ilerlemek istediğimiz için; umutlarımızı canlı tutacak bir zaman çizgisine ihtiyacımız olduğu için güzel. Koskoca bir yılı yorgun bitirsek de güzelliklerle Şebnem Ferah’ın dediği gibi yeni yıla “Sil Baştan” gitmenin, solan yapraklarımızı yeşertmenin hiçbir noktasında art niye göremiyorum ben 🙂
Hoş Gel Yeni Yıl
Lütfen güzelliklerle gel. İyiliğe, bencillikten arınmış, başarılarla, sevgiyle dolu dünyaya o kadar çok ihtiyacımız var ki…
Hoş gel lütfen. Hasta yataklarında sağlık dileyenlere şifanla gel.
Hoş gel lütfen. Kalbi kırılanlara yara bandı ol.
Hoş gel lütfen. Gözü bencillikle sarılmış merhamet olanlara güneşin öyle bi doğsun ki perdelerini isteyerek açsınlar.
Hoş gel lütfen. Hoş gel ki geri sayım yaparken o an hissedelim güzel şeyler olacağını. Ertesi güne karamsarlıkla değil güzelliklerle uyanacağımızı bilerek uyuyalım.
Hoş gel yeni yıl, umutlarımızı bağladığımız tarih bizi üzmesin. Biz sana yalnız gelsek de, seni binbir üzüntümüzle karşılasak da sen bize hoş gel.
Sen hoş gel, söz veriyoruz gerisini biz halledeceğiz.
Şimdi bu iyi dilek fenerlerini kalplerinden sana doğru uçuran insanları üzecek misin, yoksa hoş gelecek misin 2016?
Tüm kalbimizle güzelliklerini bekliyoruz. Bizce hoş gelmelisin 🙂
İlk yayın: Kampussesver.com